dershane anıları

üniye hazırlık için bizim oralarda yerel bi dershane tavsiye ettiler gittik bizde konuştuk anlaştık, beni en iyi sınıfa vereceklerini söylediler öyle de yaptılar zaten neyse biz de başladık dershaneye. hiç umduğum gibi gitmedi zira sınıf süzme mal kokusundan geçilmiyordu. birgün geometri dersinde hoca bir soru yazdı tahtaya ve cevabını vermemizi istedi bende yapıştırdım cevabı ikibuçuk diye, hoca etrafına bakındı baktı bir cevap yok soruyu çözmeye başladı ve 5/2 de bıraktı soruyu memet diye bir salak ön sıradan bana dönüp hani ikibuçuktu lan diye bağırdı, hocayla beni gülme tuttu iki saat kendimize gelemedik. zaten 1 hafta sonra başka dershaneye yazıldım

ortaokulda anafene gidiyorduk dershanenin altına kiler market vardı şimdi karfursa (okunuşuyla yazmak daha güzel) oldu neyse işte ordan büyük tekerlek simit alır 10 kişi birlikte yerdik çünkü fakirlik he birde maklube yerdik

gece dershanede kalıyoruz indik anons yaptıkları yere açtık bağrına bağrına şarkı söyledik sonrada hocalar bir güzel nutuk çekip yataklarımıza yolladı

o zamanlar lise 1 tabi bir dersane işte ismini boşverin hep sınıflar kız erkek ayrı görmeniz lazım abazalık akıyor bizimkilerde . ama öyle öküz ki bizimkiler anlatamam. hocanın biri 4 saat blok ders yapmış bunlar birbirini ellemeye başladı artık o derece. en son hoca çıkabilirsiniz dedi tam o sırada kızın biri yanlış sınıfa girmiş. hepsi kızın üstüne düştü aq kızın pestili çıkmıştı. sonra hepsi müdürün yanına. sanki bişey oldu heh :d

sekizinci sınıfta bayağı bir indirim alarak fatih dershanesine yazılmıştım. vip sınıfı vardı en üst sınıf orada başlamıştım seneye. o ortama pek uyum sağlayamamıştım. açıkcası herkesin durmadan ders çalışması ilginç gelmişti. çocukların hepsi her an tabii ki ders çalışmıyorlardı ama benim alışkanlıklarımın dışındaydı. konuşacak birini bulamıyodum la derslerde. hatta okulumda da aynı sınıfta olduğum bir kız vardı, sen okuldaki batuhan mısın falan diyordu. neyse. ikinci hafta bir sınav olduk. açıkcası ne sınavı olduğunu bilmiyordum. 430 almışım sınavdan. çok da umurumda değildi açıkcası. o hafta sonu dersteyiz, sosyal bilgiler dersi hoca slayttan anlatıyor ışıklar falan kapalı. ben de koydum kafayı uyuyorum saat sekizde dershane mi olur kardeşim. neyse biri şlak çarptı kapıyı açtı ışıkları.. ''batuhan, güle güle yarın yeni sınıfına gidersin!'' noluyo amına koyim diyemedim dahi. bi hışımla geldi astı sonuçları geçti ben daha gözümü açamadan. sosyal hocası da güzel adamdı. gitti baktı sonuçlara. batuhan 430 almışsın kötü bu proje sınıfına gideceksin heralde geri gelirsin vs vs... tatlı tatlı konuşuyor. sağlık olsun hocam dedim. ders bitti arkadaşlarla tokalaştım. onlar da iyiydi bak üzüldüm sanıyolar üzülmeyeyim diye teselli ediyolar gelirsin geri falan diyorlar. neyse tokalaştım sınıftan çıktım daha da uğramadım oraya. beş yıl oldu altı yıl olmuş da olabilir üniversitede ikinci yılım şu an. o eda hoca var ya o eda hoca. tüm samimiyetimle, cinsiyetçilikten ötürü hepinizden özür dileyerek söylüyorum ki onu sike sike öldürebilirim şu an dahi görsem. terbiyesiz kaltak. benim gibi dünya sikine minare de sikine biri değil de o sınıftaki o sınavı öylesine ciddiye alıp çalışan başka bir çocuğa yapsa şu hareketi bunalıma sokardı çocuğu. ciddiyim çocuklar bana yaptığından bile korktu biri ben sınıftan çıkarken ağlıyordu arkada. sizin o öğrencileri yarış atılaştıran sistemlerinizi ya da sistemsizliğinizi de, bu sistemde yarış atlarını kamçılamak için para alan bu kurumların da alayını sikeyim. siniim bozuldu yine durduk yere bak. eda hoca sakın karşıma çıkma.

hiç gitmedim lan dershaneye

geçen sene mezuna kaldığım için butik dershaneye başladım. sene başı daha, yalnızca bir iki hocayı tanıyorum. dershaneye girdim. hocalar girişte oturmuş muhabbet ediyorlardı. beni uzun süredir tanıyan ve beni çok seven bir hocam "ooo nisyan hoş geldin bak gel öğretmenler ile tanış." diye coşkulu bir karşılama yaptı bana. "merhaba hocam!" diye yanlarına gittim. sonradan biyoloji hocası olduğunu öğrendiğim minnoş adam beni bir süzdü ve bana şunu dedi: "merhaba nisyan, teog musun?" (bkz: minyon olmak) daha sonra gelen gülüşler... bir de şu var, ah ulan minyon olmak! temel liseye kaydolacaktım ve kafam karışıktı. tekrar hocalar ile görüşmek için dershaneye gittim. danışmaya yöneldim ve "merhaba ben kayıtlar için konuşmaya geldim. x hoca burada mı?" tarzı bi̇r cümle söyledim. danışmadaki hoca bana baktı ve şunu dedi: "tabii! 6. sınıf mısın 7. mi?" adama "hocam ben 12. sınıfım." dediğimde, önce bir şaşırdı yılmazcığım sonra koydu kafayı masaya güldü. sonra gelen özürler falan... öyle işte.

bende 7 ve 8 de gitmiştim dersaneye.bu 7. sınıfta olmuştu biz aksamciyiz o zamanlar hava da erken kararıyor. sinifimiz 12 kişi kutu gibi küçük bı sınıf .bizde dedik hocaya şaka yapalım .işıkları kapattık sıraların altına girdik .güya hoca gelecek sınıfa ışıklar kapalı bunlar sınıfta yok deyip geri gidecek akla bak .neyse hoca geldi sınıfa normal bı şekilde ışığı yakıp sıraların altından çıkın çocuklar dedi. bizde oflaya puflaya cikmistik.hala aklıma geldikçe ne kadar saçma bı anı diye düşünürüm

suan gittiğim dershanede kuzenim, matematik derslerime giriyor. tabi bende matematik ozurlusu olduğum için hiç bişey yapamıyorum insaallah beni anneme söylemez.

6. sınıfta gitmiştim ne alakaysa 6 da dershane. derslerim zaten çok iyiydi bi de dershaneye gidiyordum. aynı mahallede onurla gözde kuzenler vardı 3 ümüzden 1i 1. olur diğerleri 2. 3. olurdu yani sırayla 1. olurduk işte. onlar dershaneye gidiyordu ben de hırs yapıp gitmiştim. 7. sınıfta 8. sınıflardan hep çıkma teklifi ilanı aşklar geliyordu o zamanlar da yüzüm sivilceden geçilmiyor. başka kız mı kalmadi ne bana sarmıştı mayaklar. amma ve lakin ben türkçe öğretmenime aşıktım hiçkimseye bakmıyordum o yüzden ne masummuşum len wjgsgsusj. 8. sınıfta sınava çalışmak yerine dershaneden kaçardım. ödevleri yapmaz derslere çalışmazdım. nolduysa 8. sınıfta oldu.

yanda "ev eşyalarına isim vermek" diye başlık var. aklıma bir anımı getirdi. benim penguen şeklinde cep sobası vardı. almanya'dan hediye gelmişti. özenle penguen olmasını istemedim yani. dershaneye gelip giderken elimi ısıtıyorum. bir gün arkadaş gördü, sonra tüm sınıfa yayıldı. penguen şeklinde olunca da kızların ayrı bir ilgisini çekti. en çok onun ilgisini çekmişti. adını mahmut koymuştu. hemen önümde oturduğundan derste alır oynardı. ona vermeyi teklif ettim kaç kere ama almadı. bir gün mahmut patladı. artık kullanılamazdı. ben onun için almanya'dan bir "penguen" daha getirttim. adını yine mahmut koyduk. acaba yeni mahmut ne yapıyor şu an? havalar pek soğuk değil ama belki üşüyordur, belki sadece oynamak için kullanıyordur. benden ufak bir hatıranın onunla olması güzel bir şeymiş. yazarken fark ettim.

çok detaya girmeyeyim şimdi sınıftaki bir arkadaşım diğer arkadaşımın kolunun üst tarafını ,yani el bileğinin biraz üstüne doğru, falçatayla kesmişti kolunun içinde beyaz beyaz bir şeyler gözüküyordu en son sonra daha fazla bakamamıştım..

bir kpss dershanesine başladım. geçen hafta ilk derse gittim. hocanın yazdıklarını deftere geçirirken arkadaşlardan biri hapşırdı. hocanın arkadaşa söylediği şey " memur yaşa". hocalar bile kafayı yemiş ya. şu gençliği ne hale getirdiler memuriyet diye. gerçi onun da artık bir güvencesi yok.

zorla yaptırılan zaman gazetesi üyeliği maalesef... ülkenin çoğu yaşadı bunları

ygs sınavı için dershaneye gidiceğiz sınıfça işte dershane başladı ama ben 1 hafta geç başladım. bizim matematik öğretmeni de 23 yaşında genç bir abimiz. sınıfa sonradan geldiğim için bana sorular soruyor falan en son nerde oturuyorsun dedi ben de gölcük (kocaeli'de bir ilçe) dedim. hayır gölcük'te nerde oturuyorsun dedi. ben de sinirlendim "adresimi mi vereyim illa?" dedim. hayır yani ne o kadar ayrıntı soruyorsun gölcük zaten küçük bir ilçe. bu da böyle atarlı bir anım. çok değil 1 sene önce yaşanan bir durum ama o zamana dönmek çok isterdim çok...

bizim dershane bulunduğumuz şehirde ki nehrin hemen kenarında bir yer ve çarşının göbeğinde bulunmakta haliyle gelen gidende çok oluyor hoca derse ara verdi bizde nehrin kenarına geçtik arkadaşlarla dumanlaniyoruz kız erkek karışık bir yandanda sohbet ediyoruz neyse aramızda tesetturluler de var sohbet ederken ileriden iki tane teyze geliyor bizde geçecekleri yerde durdugumuzdan yol verelim diye kenara çekildik teyzeler yanımızdan geçerken bize bakıp yazık aileleride bunları okuyor zannediyor felan diyerek konuşarak geçtiler biz kendimizi sorguluyoruz tabi ne yapıyoruz ki felan diyerek (benim sigara içtiğimi ailem bilmiyordu liseyi şehir dışında okuduğum için fark etmemişlerdi bende soylemedim) elimde sigara dershaneye doğru giderken bi baktım babam karşımda o sinirle beni arabaya bindirip eve gidene kadar yemedigim laf kalmadi eve gidince bi de üzerine annemden aynı şeyleri işittim burdan o teyzelere tesekkuler böyle bi animdir

sınıftaki kızlardan biri şeftaliden huylanıyordu. şeftali diyince bile ağzı yüzü kayıyordu :( (kıyamam) bi de kız fazla baskın karakterli biri değildi, eziklenmeye çok müsait biriydi. bir gün... sınıfta gıcık olduğum kızlar, bu şeftaliden huylanan kızı rahatsız ediyorlardı. şefftaaliii diyerek huylandırıyorlardı garibimi. birkaç kez garibim uyardı ama devam etti orospular. ben de gitti tokat attım attım gıcık olduğum kızlardan birine. "alın size şeftali amına koduklarım" dedim.

8.sınıfta dershaneye yazıldım. i̇lk sınıfları oluştururken 7.sınıf sbs puanıyla beni 3.seviye sınıfa yerleştirdiler (toplam 4 seviye sınıf var zaten) djdkdldl iki hafta orda ders işledik arkadaşlıkları da kurduk tabi. ondan sonra deneme sınavı yaptılar bize sınıfları belirlemek için. ben zönk diye 1.seviyeye çıktım. tabi ben dahil herkes şok (hocalar, 1.seviyedekiler, 3.seviyedekiler). ayda bir sınav yapılırdı o yüzden bir çok kişinin benim sınıf düşmemi beklediğinin farkındayım. ben 1.seviyeye geçince sudan çıkmış balığa döndüm. o sınıftaki öğrenciler 3 yıldır birlikte olan kemik öğrenciler. hoca soruyu yazarken cevabı veren tipler. tabi benim adaptasyonum aşırı zor oldu. çünkü kendimi onlardan çok geride hissediyordum. yine de gurur yaptım çok çalıştım diğer sınavlarda sınıf düşmedim. ama birkaç ay sonra canıma tak etti artık. arkadaşlarım da hep 2.seviyede ordaki ortamı istiyorum. e ergen gururu sınavda bilerek yanlış yapsam kendime yakıştıramıyorum. sınava girmeyen öğrenciler bir sınıf düşürülüyor. bende hastayım dedim girmedim sınava. içten içe çok mutluyum arkadaşlarımla aynı sınıfta olucam diye. ertesi gün dershaneye bi gittim hocalar aralarında konuşmuşlar başarılı bir öğrenci tek sefere mahsus sınıf düşürmeyelim diye djdkdldl ulan hayatımdaki büyük hayal kırıklıklarından biriydi. ama şimdiki aklımla düşünüyorum. hocalarıma teşekkür ederim. beni sınıf düşürseler ders çalışmayı azaltırdım çünkü yetişmeye çalıştığım sınıf arkadaşlarım olmazdı. ve farklı bir lisede olup pişmanlık duyabilirdim.

malatyaspor'un süperlige çıktığı seneydi. malatyalı arkadaşlar sürekli malatyaspor şöyle, malatyaspor böyle diye saçmasapan şeyler anlatıyorlardı.